Asgari Ücretle Çalışan Memur Dönemi Başladı.
Memur maaşları asgari ücretin altında kaldı ve memur maaşları kamuda çalışan sürekli işçi maaşlarının yarısına kadar indi. Bu cümleleri kurarken elbette asgari ücretin, ya da işçi arkadaşlarımızın maaşlarının yüksel olduğunu ifade etmiyoruz. Memurlarımızın içinde bulunduğu ekonomik durumun vahametini ve ücret adaletsizliğini dile getirmeye çalışıyoruz.
Sözde yetkili olup, etkili olamayan memur sendikaları ile, mevcut hükümet yetkilileri el ele, omuz omuza, vererek, yüzde 3’lük, yüzde 5’lik zamlarla memur maaşlarını asgari ücretin altına indirmeyi, memurlara kamu işçisi olarak çalışan mesai arkadaşlarımızın yarısı kadar maaş aldırmayı başardılar.
Son yapılan toplu sözleşmelerde sarı sendikaların kazanım olarak reklamını yaptığı, ayakta alkışladığı ‘buçukluk’ zamlar ve yanlış ekonomi politikalarında inatla ısrar edilmesi sonucunda ülkemizin içine düştüğü ağır enflasyon ortamı nedeniyle günden güne hızla eriyen alım gücü karşısında memur ve memur emeklilerinin talebi maaşlarına insanca yaşamalarını mümkün kılacak oranda artıştır.
Bilindiği gibi, 2023 toplu sözleşme zammı, ocak ayı için yüzde 8, temmuz ayı için yüzde 6 olarak belirlenmişti.
1 Temmuz itibariyle asgari ücretin 11.402 TL olmasıyla birlikte, pek çok memurumuzun maaşı asgari ücretin altında kalmıştır. Bu gün 12.200 TL olan ortalama memur maaşı bile asgari ücret seviyelerindedir.
Seçim arifesinde Sayın Cumhurbaşkanının seçim vaatleri arasında yer alan en düşük memur maaşlarının 22 bin TL olacağı sözü önümüzdeki günlerde TBMM’ye gelecektir. Ancak, en düşük memura verileceği ifade edilen 22 bin TL’nin ayrıntıları bile bilinmemektedir. 22 bin TL’lik maaş zammı sözünün bile yoksulluk sınırının çok altında kaldığı, zamanında yaklaşık üç asgari ücret alan memurun maaşı 22 bin TL ile asgari ücretin iki katı bile etmemektedir.
Bundan dolayı, asgari ücret ya da, memur maaşlarının artışları reel ekonomik gerçeklere uygun olarak düzenlenmelidir.
Milyonlarca memur ve emeklisinin geçim derdi bu kadar ciddiyetsiz biçimde görmezden gelinemez. İnandırıcılığını kaybetmiş olan TÜİK’in enflasyon ölçme işlemleri aylık olarak, bilimsel yöntemlerle ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde şeffaf olarak yapılmalıdır.
Bilindiği gibi; enflasyonun faturası sabit ücretlilere çıkmaktadır. Eğer sabit ücretlilerimizi enflasyon karşısında koruyacaksak, ortalama memur maaşının üç asgari ücret seviyelerine getirilmesine, enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde maaş zamlarının her ay enflasyona göre hesaplanıp, huzur payı eklenmesine, gelir vergisi oranlarının da %15’e sabitlenmesine acil ihtiyaç vardır.
Ortalama memur maaşı 12.200 TL seviyelerinden, yoksulluk sınırı olan 33 bin TL seviyesine getirilmelidir
En düşük memur maaşı, bekar, tek başına çalışan memur baz alınarak, aile, çocuk, yardımı, sabit ödeme vb. ödemelerin dışında tutularak hesaplanmalıdır.
Memurun alım gücü hiçbir dönemde bu kadar azalmadı. Memur hiçbir dönemde bu kadar itibarsızlaştırılmadı. Memur hiçbir dönemde işçi kardeşlerimizin yarısı kadar maaş almadı.
Eski yıllarda emekli olan memur, emekli ikramiyesiyle borçlanarak ta olsa ev, araba alabiliyorken, bu gün memur evin arabanın hayalini bile kuramamaktadır.
Genel itibarıyla memur maaşları hiçbir dönemde asgari ücretin altında kalmadı.
Bu gün bırakın memurun tatile gitmesini, memur kurban kesemiyor, memur ev kirasını ödeyemiyor, memur faturalarını bile ödemekte zorlanıyor.