Gıdalarımız denetlenmiyor…

27.06.2023
A+
A-

Eğer sağlığınızdan olmak istemiyorsanız yiyip içtiğinize dikkat edin.

Yiyip içtiğimiz pek çok gıdanın denetiminin denetleme kurallarına uygun ve zamanında yapılmadığı ortada. Gıda üreten satan işletmelerin mesela lokanta, restoran, pastane, fırın vb. işletmelerin en az her 6 ayda bir denetlemesininyapılması gerekiyorken, pek çok işletmeye sorduğumuzda gelen giden yok cevabını alabiliyoruz.

Su başta olmak üzere, içinde sıvı içecekler bulunduran pet şişelerin güneş ışığıyla temas etmesi durumunda kansorejen etkisinin olmasından dolayı, pet şişelerin güneş ışığı almayan serin yerlerde muhafaza edilmesi gerekirken, mahalle bakkallarımızda dahil olmak üzere, su, kola vb. içecekler  tüm bakkal ve marketlerin önünde, güneşin altında bekletilmektedir. İzmir’de gıda çarşısına gidin, tüm içecekler güneşin altında bekletilmekte.

Tatlı üretiminde NBŞ olarak adlandırılan ve kanserin başlıca sebeplerinden olan nişasta bazlı şekerin ne kadar kullanıldığını bilen yok desek abartmış olmayız.

Gıda denetimleri her zaman ihmal edilmemesi gereken bir konudur. İçinde bulunduğumuz kurban bayramında da gıda denetimleri oldukça önemlidir. 

Kurban bayramında vatandaşlarımızın sağlıklı et tüketebilmeleri için,  Tarım Bakanlığımız ve belediyelerimiz, kurbanlıkların sağlıklı olması, kesim yerlerinin hijyenikdurumları, kesilen kurbanlıkların etlerinin saklama koşullarına uygun olarak saklanması hususunda adeta seferberlik ilan etmelidir.

Havaların ısınmasıyla birlikte saklama koşullarına uygun korunmayan etlerin daha hızlı bozulması da muhtemeldir. 

2004 yılından önce gıda denetimlerini üretim aşamasında Tarım Bakanlığı, satış aşamasında marketlerde ve işletmelerde satılan ürünlerin denetimini Sağlık Bakanlığı, işportada satılan ürünlerin denetimini belediyeler yapmaktayken, 2004 yılı ocak ayında İzmir’de 542 kişinin domuz etinden yapılan çiğköfteden yiyerek bu güne kadar dünyadaki en büyük “trişinozis” hastalığına yakalanma vakasından sonra gıda denetimleri Sağlık Bakanlığından alınarak, Tarım Bakanlığına verilmiş, ancak, Tarım Bakanlığında gıda denetimi yapacak personel sayısının eksik olması, personel alımı yapılsa da, Halen Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığının elinde standart olarak her 6 ayda bir denetim  yapacak yeterli personelinin olmaması, Gıda denetimlerinin aksamasına sebep olmaktadır.

Oysa ki; gıda denetimlerinin Sağlık Bakanlığı eliyle, her ilçemizde bulunan İlçe Sağlık Müdürlükleri bünyesinde çalışan Çevre Sağlığı Teknisyenlerimiz eliyle yapılmaktayken daha düzenli ve sağlıklı yürütülmekteydi.

Tarım ve Orman Bakanlığı 81 ile gönderdiği yeni bir genelgeyle pide lahmacun, börek, mantı vb. ürünlerde sakatat ve kanatlı etinin kullanılmasının önünü açacak şekilde: “Çiğ ürün harçlarında histolojik Muayene ve Kanatlı Eti Aranması programı kapsamında numune alınmaması hususunda gereğini rica ederim.” Şeklinde genelge göndermiş, söz konusu genelge ile bahsi geçen ürünlerdekanatlı eti de kullanılabilir algısı oluşmuştur. Muhtemelen bu genelgenin hedefi artan gıda maliyetlerini düşürmek, dolaylı olarakta enflasyonun düşmesine katkı sağlamaktır. 

Tarım Bakanlığı gerekli şekilde denetleyemediği kaçak alkol üretimiyle ilgili de,  2017 yılı aralık ayında, alkolün tadının acı olmasını sağlayan alkol üretiminde kullanılan 

Etilalkol’ün her 100 litresine 1,2 gram ‘denatonyumbenzoat’ katılacağını açıklamıştı. Ancak bu açıklama da maalesef kaçak alkol üretiminin önüne geçemedi.

Vatandaşımızın sağlığı her şeyden önemlidir. Gerekirse içeriğinde vatandaşın hastalanmasına sebep olan, kanser yapan tüm gıdaları yasaklayalım.