O milletvekilini kınıyoruz.

24.02.2025
A+
A-
Screenshot

Kırklareli Milletvekili A.G. Sarıçam bir sağlık kuruluşunun açılışında

“Biz doktor değiliz, hemşire değiliz. Bundan sonraki süreçte memnuniyetsizlik varsa, sıkıntı varsa gidin sağlık personelinin gırtlağına yapışın. Ben üzerime düşeni devlet olarak yaptım, hizmeti vermeyen onlar” diyerek vatandaşlarımıza sağlık çalışanlarımıza karşı kışkırtıcı kelimeler kullanmıştır.

Maalesef bu cümleler topluma önderlik, liderlik, rehberlik yapması gereken bir milletvekiline ait.

TBMM çatısı altındaki 600 vekilden biri.

Asli görevi Sağlık çalışanlarını şiddetten korumak olan, şiddeti önleyici yasalar çıkarmak olan bir milletvekilinin sağlık çalışanlarını hedef göstermesi asla kabul edilemez.

Sosyal medya hesaplarından verilen tepkiler üzerine A,G, Sarıçam sosyal medya hesabından özür diledi. Lütfen haklarını helal etsinler. Cümlesiyle başlayan özürde, mealen diyor ki; gülerek espri yapmıştım, sözlerimin bazı gazeteciler tarafından maksadından saptırıldığını, bilinçli bir çarpıtmanın ve siyasi bir hamlenin olduğunu, ifade ediyor.

Biz gördüğümüze, duyduğumuza mı inanalım?

Sizin söyleyeceğinizi söyleyip de, sonradan yaptığınızı şaka yapmıştım, yanlış anlaşıldım şeklindeki açıklamaya mı inanalım?

Biz gördüğümüze ve duyduğumuza inanırız.

Sağlık çalışanlarının beklentisi Kırklareli Milletvekili A.G. Sarıçam’ın TBMM çatısı altında tüm sağlık çalışanlarından özür dilemesidir.

Kamuda çalışan dişçiler eylemdeydi.

Kamuda çalışan diş hastanelerindeki diş hekimleri, teknisyenleri ve diş hastanelerinde görev yapan diğer personeller 14 şubat günü iş bırakma eylemindeydi.

Eylemin en önemli gerekçelerinden olan, MHRS randevu sistemine göre her 10 dakikada bir verilen randevuların hastalara sağlıklı, kaliteli hizmet verilmesine sekteye uğratması.

10 Dakikalık zaman diliminin hasta tedavisine yetmemesinden dolayı diş hekimlerinin Sağlık Bakanlığı ve hastalar arasında sıkışıp kalması.

Bir diş hekiminin bazen 10-15 dakikada yaptığı bir işlem, dişin durumuna, hastanın psikolojisine bağlı olarak, bazen de 45 dakikaya kadar uzayabildiğini hekimlerimiz ifade etmekte.

Kamu kurumlarımızda uygulanan performans sistemiyle, ne kadar iş o kadar para anlayışıyla sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmiş olması, Kamuda bulunan pek çok diş hastanesinin fiziki yetersizliği, çalışma koşullarının zor olması, personel sıkıntısı, bazı kurumlarımızda çalışanlara uygulanan psikolojik baskı çalışanlarımızın ve siyasilerin kamu kurumlarına müdahalesi çalışanlarımızın çalışma huzurunu da bozmaktadır.

Kamuda hizmet veren diş teknisyenlerimizin hizmet verdiği diş laboratuarlarının fiziki koşullarının yetersiz olması, kullandıkları kimyasalların kanserojen etkisinin olması, meslek hastalıklarına maruz kalmalarına rağmen laboratuarların riskli birim olarak değerlendirilmemesi, uzun süreden beri kamuya diş teknisyeni atamasının yapılmaması da iş bırakma eyleminin gerekçelerinden. 

Diş hastanelerinde görev yapan Ağız Diş Sağlığı Teknikerlerinin (ADST) aldıkları eğitimin her bir diş hekimine bir ADST olarak “dört elli diş hekimi” mantığından uzaklaşılması da hem diş hekimlerimizi, hem Ağız Diş Sağlığı Teknikerlerimizi zorda bırakması da iş bırakma eyleminin gerekçelerindendi.