Çalışanlarını İzleyen Bakanlık…
Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık hizmeti sunan kurumlarda zaman zaman tartışma konusu olan kamera marifetiyle çalışanların izlenmesine yeni bir uygulama daha getirilerek 112 Ambulanslarının ön kabinlerinin içine yani sağlık çalışanlarını izleyen yeni kameraların takılması 112 çalışanlarını çileden çıkardı. Bazı 112 personellerinin iddiasına göre, takılan kameraların görüntü kaydının yanında, ses kaydı da aldığı iddia edilmekte.
Hiçbir kamu kurumunda buna benzer tartışmalar yaşanmazken Sağlık Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlarımızda pek çok kez buna benzer tartışmaların yaşanması vatandaşlarımıza 24 saat kesintisiz sağlık hizmeti veren sağlık çalışanlarımızın çalışma şevkini kırıyor maalesef. Çalışanların çalışma ortamlarına konan ve çoğu zaman yargı kararlarıyla iptal edilen bu tür uygulamalarda ısrar edilmesini anlamak mümkün değil.
Sağlık Bakanlığının ambulanslara kamera takılması konusunda savunması ise, Acil Sağlık Hizmeti sunan Ambulansların sürekli trafikte olması, zaman zaman yaşanan sağlıkta şiddet ve trafik kazalarında delillere duyulan ihtiyaç çerçevesinde ambulanslara kameraların takıldığı yönünde. Doğru bir savunma mıdır? Elbette doğru bir savunmadır.
Ancak, daha önceki süreçte ambulanslarımızın arka tarafına bakan, arkadan gelen araçları gören kamera mevcutken yeni uygulamayla ön yolu gören, aynı zamanda sağlık personellerinin oturduğu ön kabine bakan, yani tamamen personellere yönelik takılan kamera hukuka uygun değildir. Çalışana yönelik kamera kullanımı, İşverenin, işyerinin iş sağlığı güvenliğini ve denetimini sağlamak içindir. Kabine personellerin izlenmesine yönelik kamera koymak, ilgili kişi ya da kişilerin temel hak ve özgürlüklerine müdahale ettiği için kanuna uygun değildir.
Tabi 112 çalışanlarımızın tek derdi kameralarda değildir.
Asıl görevleri acil vakalara gitmek olan 112 çalışanlarımızın, yetkililer tarafından acil olmayan pek çok vakaya gönderilmesi de, pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Vatandaşa hizmet önemli tabi. Ancak, devletin ambulanslarının, acil olmayan yani, hayati risk taşımayan vakalara, bir hastaneden bir başka hastaneye, devlet hastanesinden özel hastaneye, özel hastaneden, özel hastaneye hasta sevklerine gönderilmesi, bir başka vatandaşımızın yaşayabileceği, kalp krizi, trafik kazası vb. durumlarda ambulansa ulaşamaması sonucunu getireceğinden, bir başka vatandaşın hayatına mal olabilir.
Acil vakalara gitmesi gereken ambulanslarımızın, acil olmayan vakalara, hasta sevklerine gönderilmesinin kabul edilebilir bir yönü yoktur. Vatandaşlarımızın bu konuda kamu spotlarıyla veya başka kanallarla bilgilendirilmesi ve bakanlığın da bu konuda tedbir alması elzemdir.
Ya da 112 ambulansı talep eden vatandaşın talebi doğru değilse, yani acil bir durum yoksa, vatandaşa cüzi bir ücret, ya da başka bir yaptırımda getirilebilir.
Bir başka bakış açısıyla baktığımızda ise, iller arası sevklere gönderilerek adeta taksi, dolmuş gibi gereksiz yere kullanılan 112 ambulanslarımızın, yakıtı, amortismanı, personelin mesaisi tam bir kamu zararıdır.
Aslında 112 ambulanslarımızın çalışmaları hususunda mevzuata baktığımızda herhangi bir sıkıntı yok. Ancak, işgüzar bürokratların uygulamaları maalesef pek çok sıkıntıyı da beraberinde getirmektedir.
Sağlık hizmetleri sunumu, tüm vatandaşlarımıza eşit ve ücretsiz verilmesi gereken bir hizmettir. Siyasi endişelerle, siyasi rant adına kullanılması doğru değildir.