Kaşıkla verilip kepçeyle alınıyor.

15 Temmuz tarihinde memur maaşlarına yapılan zam memurların beklentileri karşılamaktan uzak olduğu gibi reel ekonomik gerçeklilikten de uzaktır!

Biz memurlar olarak en düşük memur maaşı olan 22 bin TL’yi kabul etmiyoruz.
Zamlı maaşları almadan, milletin sırtına yüklenen vergi yükünü kabul etmiyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanının seçimden önce vermiş olduğu sözlerden biri de, en düşük memur maaşının en düşük işçi maaşından az olmayacağıdır.
Bu söz verildiğinde asgari ücret 8500 ₺ idi. Yani en düşük memur maaşı asgari ücretin 2.58 katı olacaktı. Ancak bu gün asgari ücret 11.402 TL’dir. Söz verilen tarihe göre en düşük memur maaşının bu gün 29.400TL olması gerekmektedir.
Emekliliğe yansımayan zam zam değildir. Kabul etmiyoruz.
Seyyanen verilen 8 bin 77 TL’lik artışın taban aylığa yapılmak yerine, ilave ek ödeme adı altında verilmesi ve emekli ikramiyesine ve maaşlarına yansıtılmayacak olması, görevdeyken alınan maaş ile, emekli maaşları arasındaki uçurumu daha da büyütecektir.
Memura yapılan tüm ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
Memur maaş artışları yapılırken, en düşük memur maaşının en düşük işçi maaşının altında olmayacağı sözü ne kadar acıdır değil mi? Elbette bunu söylerken işçi kardeşlerimizin aldığı maaşın çokluğunu, ya da yaptıkları işi küçümsemiyoruz.
Ancak, genel itibarıyla üniversite mezunu olan, pek çoğunun ömrü okullarda geçmiş olan, yüksek lisans mezunu, doktor olan, profesör olan memur maaşında kriterin en düşük işçi maaşının olması üzücü ve düşündürücüdür.
İşçi maaşlarına yapılan artış Ocak 2023’ten itibaren geçerlidir ve bütün ödemeleri emekliliklerine de yansımaktadır. Temmuz itibarı ile 22 bin TL olacak olan en düşük dereceli memur maaşının yaklaşık yarısının (10 bin TL) emekli aylığı ve ikramiye hesabında dikkate alınmayacak olması, kaynağı belli olmayan cep harçlığı gibi verilmesi olayın vahametini de ortaya koymaktadır.
BİRLİK SAĞLIK SEN olarak bu kadar adaletsiz bir ücret sistemini kabul etmemiz mümkün değildir. TBMM meclisinde bu yanlıştan dönülmelidir. Kanun teklifi TBMM’de revize edilerek, en düşük dereceli memur maaşının yoksulluk sınırı olan 33.500 TL seviyelerine getirilmelidir.
​Memur maaş artışlarında en büyük sıkıntılarımızdan biri de maalesef inandırıcılığını yitirmiş olan TÜİK’in enflasyon verileridir.
Memur maaş artışlarında enflasyon verilerinin temel unsur olarak alınması ve enflasyon verilerini açıklayan resmi kurum TÜİK’in haziran ayı enflasyon rakamlarını yıllık, yüzde 38,21 olarak açıklarken, bağımsız bir araştırma, yıllık %108.58 açıklamasını kim nasıl izah edebilir?
Yıllık enflasyon oranının %38.21 olduğunu hükümet ve TÜİK yetkilileri inanıyor mu ki memur ya da vatandaş inansın.
Enflasyon verileri konusunda TÜİK maalesef inandırıcılığını yitirmiştir.
Memurlarımızın da yıllık enflasyonun %38,21 olduğuna inanıyor olmasını beklemek gülünçtür.
1 saatlik fazla mesai karşılığı ücretinde hemşire 39 lira, hekim 58 lira, uzman hekim 68 lira, öğretmenin ek ders ücreti 48,5 lira iken, asgarî ücretlimizin saat karşılığı 66.72 lira, kamuda çalışan güvenlik ve temizlik işçimizin 1 saat karşılığının144 TL, olmasını hangi bakan, bürokrat, milletvekili izah edebilir?
Ortalama ev kirasının 10 bin lira olduğu şu ortamda, elbette işçilerimiz aldığı ücrette yeterli değildir.
Ancak işçilerimizin memurumuzun iki katı, hatta bazı işçilerimizin memurlarımızın 3-4 katına kadar maaş aldığını şahit olmak, memurun gözden çıkarıldığını göstermektedir.
Memura22 bin liralık maaş vaadinde bulunulduğunda, 1 gr altın 1267 TL idi, şu an 1598 TL. 1 Dolar 19,57 TL idi. Bu gün dolar 26,05 TL. 1 Euro 21,50 TL idi bu gün 28,50 TL. seviyelerinde. Yani 22 bin TL maaş sözünün bu yana, yaklaşık iki ayda köprünün altından çok sular aktı.
Bu gün TBMM görüşülecek olan memur maaşlarında en düşük memur maaşı yoksulluk sınırı olan 33.500 TL seviyelerine getirilmelidir.
Memur maaşlarında vergi oranları %15 ile sınırlandırılmalıdır.
Mevcutta 5 kalem olan memur maaşları tek kalem olmalı ve memura ödenen tüm ödemeler emekli ikramiye ve emekli maaşına yansıtılmalıdır.
Memur maaşları eşel-mobil sistemine göre reel enflasyon ve huzur payı olarak ödenmelidir.
Meslekler, unvanlar arasında bu kadar adaletsizlik varken paydaşlar ile bir araya gelip kökten çözüm günü yerine günü geçiştirmeye çalışmak doğru değildir.