Hiç Mi Ders Alınmaz?
İzmir ve Türkiye’nin Deprem Gerçeği
İzmir’de Deprem Riski: Yapılan Hatalar ve Önemli Sorular
İzmir deprem riski taşıyan bir ilimiz. Bu bilgi, neredeyse herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Ancak yine de İzmir de deprem bekleniyor mu? sorusu sık sık gündeme geliyor. İzmir gibi birinci derece deprem kuşağında bulunan bir ilde, henüz faaliyete bile geçmemiş olan İzmir Şehir Hastanesine deprem güçlendirme çalışmalarının yapılıyor olması, maalesef milletimiz adına bir kez daha hayal kırıklığı ve utanç kaynağı.
İzmir Şehir Hastanesi: İnşaat Süreci ve Deprem Güçlendirmeleri
Bu hastane, temel atma aşamasında birkaç kez temeli atılmış, 30 ayda bitmesi planlanmış ama yaklaşık 10 yıldır inşaatı halen sürmekte. 2060 yataklı devasa bir yapı. Peki, hastane daha açılmadan kolonlarda neden güçlendirme yapılıyor? Sağlık kuruluşları bir doğal felakette vatandaşlarımızın sağlık hizmeti alabileceği tek yerler. Bu tür binaların normal binalardan çok daha güçlü olması gerekiyor. Ancak ne Sağlık Bakanlığından, ne de İl Sağlık Müdürlüğünden konuyla ilgili bir açıklama yok.
Deprem ve Sağlık Kuruluşları: Tehlikenin Farkında mıyız?
İzmir deprem riski haritası incelendiğinde, İzmir Şehir Hastanesi’nin iki fay hattı arasında olduğu görülüyor. Deprem analizcileri, “ölü fay, diri fay” gibi yorumlar yapıyorlar. Ancak asıl mesele, hastanenin tehlikesi en az olan yere ve en sağlam şekilde yapılması.
Geçmiş Depremler ve Unutulmamaması Gerekenler
30 Ekim 2020 Cuma günü yaşanan ve 117 vatandaşımızın hayatını kaybeden 6.6 büyüklüğündeki depremi unutmamamız gerekiyor. Eğer 2020 yılından bu yana her yıl 3 devlet hastanemizi yenilemiş olsaydık, 2023 yılında sadece 3 devlet hastanemiz yenilenmemiş olurdu. Ancak 10 yılda şehir hastanesini yapamayan bir zihniyetin, bir yılda üç devlet hastanesini nasıl yenileyeceği sorusu akıllarda.
Sonuç: Sorumluluk ve İhmal
Depremler kader değildir; onlar, tedbir alınmadığında ölümlere yol açan doğal olaylardır. İzmir’deki 12 Devlet Hastanesi, Allah korusun, yarın bir deprem olsa ve yıkılsa, bu kader değil, ihmaldir. Göz göre göre yapılan hatalar, eksiklikler ve aksaklıklar kabul edilemez. İlgili kurumlar ve yetkililer, bu konuda gereken açıklamaları yapmalı ve sorumluluklarını yerine getirmelidir.