Vatan sağ olsun..
24 Saatte 12 şehit. Ne söyleyeceğimizi ne diyeceğimizi bilemiyoruz.
Ana haber bültenlerinde 30 saniye gördüğümüz, pek çok şehidimizin ailelerinin oturduğu derme çatma binalar, o binalara asılan Türk bayrakları, ailelerinin yoksulluğu gösteren kılık kıyafetleri, içimizdeki o sönmeyen yangını alevlendirmektedir.
Terör ülkemizin bitmeyen en büyük sıkıntılarındandır.
Türkiye, etnik bölücü PKK’ya, DHKP-C’ye, El Kaide ve DEAŞ gibi dini istismar eden terör örgütlerinden “17 Kasım” ve ASALA gibi terör örgütlerine kadar, terörizmin her türlüsüyle yıllardır mücadele etti ve mücadele etmeye devam etmektedir.
Türkiye’nin gelişmesine, büyümesine, huzuruna hedef alan terör gruplarına Türk düşmanı olan pek çok ülke ekonomik ve lojistik destek vermekte sınırlarımızın dışında teröristler için eğitim kampları kurdurulmakta, para toplamalarına göz yumulmakta hatta destek bile olmaktadırlar. Terörizmin başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere, çeşitli örgütlü suçlar vasıtasıyla finanse edildiği dünyada tüm platformlarda kabul edilen bir gerçektir. Buna rağmen Aynı ülkeler ülkemize karşı olan terör örgütlerine medya organları yoluyla da kara propagandalarına destek olmaktadırlar.
Türkiye’ye karşı terör eylemlerinde bulunan terör örgütlerinin liderleri, terör suçlarının failleri, hamileri ve finansörleri Türkiye dışında ellerini kollarını sallayarak serbestçe dolaşabilmektedirler.
Maalesef aynı ülkeler, terör örgütleri arasında ayrım gözeterek, ülkemize karşı olan terör gruplarının, üyelerinin eylemlerinin önlenmesinde, sindirilmesinde, takibinde ve yargılanmasında da taraflı davranarak Türkiye aleyhindeki tavırlarını devam ettirmektedirler.
Ayrıca, terörü herhangi bir din, etnik grup ya da ırk ile ilişkilendirmek tamamen yanlıştır ve terörün ve teröristlerin amaçlarına hizmet etmektedir.
Ülkemizdeki PKK terör eylemlerinin yıllarca Kürt Sorunu olarak dillendirilmesi de yıllarca teröre hizmet etmiştir. Bizim ülkemizin, milletimizin bu vatanın asli unsurları olan dili, dini, ırkı, mezhebi, meşrebi her ne olursa olsun hiçbir vatandaşımızla bir sorunu yoktur. Olamaz.
Ülkemizin çevresindeki Irak, Suriye, Afganistan vb. istikrarsız bölgelerde terörün türediği yerler. Elbette terörü bitirmek için uluslar arası görüşmeler anlaşmalar yapılabilir.
Ancak, ne kadar uluslar arası anlaşmalar yapsanız da, özellikle batı ülkelerinin bu konuda ki, samimiyetsizliklerini sürekli görmekte ve yaşamaktayız.
Her terör saldırılarından sonra ilk aklımıza gelen sorulardan bir tanesi “acaba önlenemez miydi” sorusu. Elbette, devletimizin gerekli tedbirleri aldığından bir şüphemiz yok.
Terör olayları ile ilgili elbette bazı siyasilerimiz, gazetecilerimiz konuşacaktır yazacaktır.
Terör ile ilgili her eleştirene hain demek ne kadar yersizse, terörün bize yaşattığı her acıya da kaderci olmak o kadar yersizdir. Terörle mücadelede milletimizin ve terörün uzantısı olmayan tüm siyasi partilerimizin tek yumruk, tek yürek olması gerek ki, başarıya ulaşabilelim.
Hangi siyasi pati olursa olsun terörü iç siyaset malzemesi yapmasının kabul edilebilecek bir yanı yoktur. Eminiz ki, aklı selim olan hiçbir vatandaşımız şehit cenazelerinde siyasi tartışma görmek istemeyecektir.
Terörde verdiğimiz şehit sayılarımıza baktığımızda bazı yıllarda çok az şehit verdiğimiz de görülmektedir. Mesela 2005’e kadar son 6 yılda neredeyse şehit haberimizin olmaması.Türk Milleti, tarihinde pek çok örneği oluğu gibi, en kötü şartlarda bile hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamıştır. Hiçbir zaman, yılmamış, pes etmemiş, boyun eğmemiştir. Yaşanan her türlü olumsuzlukta, olumsuzluklara karşı meydan okumuş, teslim olmamış, dayanışma içerisinde olmuştur.