Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol: “Sağlık kuruluşları siyasetten arındırılmalı”

Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programının konuğu Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol oldu. Enflasyonist ortamlarda maaşların düzenli olarak güncellenmesi gerektiğini belirten Doğruyol; “Ekonomik sıkıntıların faturasının her zaman sabit ücretlilere kesildiği bir gerçektir. Böyle ortamlarda enflasyon oranları maaşlara her ay yansıtılmalı” dedi.

Ayşegül Koç/Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Sağlık kuruluşlarındaki siyaset müdahalesine dikkat çeken Doğruyol; “Sağlık kuruluşlarımızdaki yöneticilerimizin hepsi siyasi referans üzerinden yönetici olmakta. Hiçbir şekilde liyakat sistemi yok. Siyasetin hastanelerdeki ve tüm kurumlardaki müdahalesinin önüne geçilmesi lazım. Zaten bizim başımıza ne geliyorsa adalet askıya alındığı için geliyor” dedi.

Memur ve emekli maaşlarındaki artışların yetersiz olduğunu belirten Doğruyol; “TÜRK-İŞ’in 2024 Haziran ayı araştırmasına göre, Türkiye’de açlık sınırı 18,969 TL, yoksulluk sınırı ise 61,788 TKL. Bu rakamlar, asgari ücretin 17 bin TL, emekli sandığı aylığının 15 bin TL, BAĞKUR-SSK emekli aylığının ise 10 bin TL civarında olduğu günümüz şartlarında sabit gelirlilerin yaşam koşullarının zorluğunu ortaya koyuyor. Ortalama memur maaşı yoksulluk sınırının neredeyse yarısına gelmiştir. Bu durum, sabit gelirlilerin artışlarının her daim enflasyon altında kaldığı ve bu yüzden ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir gerçeği göstermektedir. %100 zam bugün dahi yapılsa 2003 yılındaki alım gücü seviyelerine ulaşamaz” diye konuştu. Ekonomik sıkıntıların faturasının her zaman sabit ücretlilere kesildiğini dile getiren Doğruyol, emeklilere verilen zam oranları ve kök maaş düzenlemesi konusunda da eleştirilerini dile getirdi. Doğruyol, emeklilere verilen zam oranlarının düzeltilmesi ve farkların giderilmesi gerektiğini vurguladı. “Memur yoksul olamaz” diyen Doğruyol, enflasyonist ortamlarda her ay enflasyon oranı maaşlara yansıtılmalı” dedi.

“Sağlık kuruluşları siyasetten arındırılmalı”

Doğruyol, sağlık kuruluşlarındaki siyaset müdahalesine de dikkat çekti. Doğruyol; “Sağlık kuruluşlarımızın siyasetten arındırılması lazım. Şu an bizim sözleşmeli yöneticilerimizden dolayı, sağlık kuruluşları siyasetin en rahat müdahil olduğu kurumlar haline gelmiş durumda. Sağlık kuruluşlarımızdaki yöneticilerimizin hepsi siyasi referans üzerinden yönetici olmakta. Hiçbir şekilde liyakat sistemi yok. Ve sağlık kuruluşlarımızda bir temizlik personelimizin bile çalışacağı yeri direkt müdahil olabiliyorlar. Özellikle büyük hastanelerimizde bu sorunlar daha belirgin. Sağlık kuruluşlarının daha steril, temiz, pırıl pırıl olması gerekirken, maalesef siyasetin müdahalesi nedeniyle bu kurum ve kuruluşların çok verimli kullanılabildiğini düşünmüyoruz. Siyasetin hastanelerdeki ve tüm kurumlardaki müdahalesinin önüne geçilmesi lazım. Zaten bizim başımıza ne geliyorsa adalet askıya alındığı için geliyor. Önce adaletin sağlanması lazım” dedi.

Beyaz koddan sonuç alamamışız, gri kod nedir

Beyaz kod işlevini yapmıyorken Sağlık Bakanımız gri kod diye açıklama yapıyor. Beyaz koddan sonuç alamamışız, gri kod nedir? Önce samimi olun. Sağlık personelimize uygulanan şiddetin görevi başında devlet memuruna uygulanan şiddet olduğunu unutmamak lazım. Sağlık çalışanlarımız gelenin geçenin hakaret ettiği, şiddet uyguladığı kişiler oldular. Sistemde diyor ki örneğin psikiyatri uzmanına 5 dakika zaman ayır deniyor. Bir doktorun bir vatandaşa hizmet edebilmesi için branşlara göre farklı zaman dilimleri olması lazım ve doktorun inisiyatifinde olması lazım. Bunun altından kalkılmaz, sonunda şiddet olur” diye konuştu.

“Randevulu MHRS dönemi sorunu çözmez”

Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerindeki yeni düzenlemelerin sorunu çözmeyeceğini söyleyen Doğruyol; “Aile hekimliği sisteminin amacına ulaşması için sevk zincirinin tam anlamıyla hayata geçirilmesi gerekiyor. Ancak, mevcut durumda sevk zinciri işlemediği için hastalar doğrudan hastanelere başvurmakta ve bu da hastanelerin iş yükünü artırmaktadır. Yani onaylı randevu sistemi ile sorunu çözmek mümkün değil bunun temeline inmek gerekir. Bir taraftan ekonomik olarak geçim sıkıntısına sürüklenmiş doktorundan hemşiresine sağlık çalışanları, diğer taraftan her geçen gün onlarca hatta yüzlerce şiddete uğrayan ve itibarsızlaştırılan sağlık çalışanları. Belki de aile hekimliği sistemi planlanan şekilde uygulansaydı sağlık sisteminde yaşanan sıkıntıların bir kısmını çözebilirdi. Yani bir taraftan aciller hariç randevusuz hasta bakılmıyor. Diğer taraftan randevu alan vatandaş randevusuna gitmezse 15 gün cezalı duruma düşüyor. Bir diğer taraftan da diyorsunuz ki, anında randevu alabilirsiniz. Açıklama ve uygulamalar birbiriyle çelişkili maalesef. Bu tür durumlar doktorla vatandaşı karşı karşıya bırakarak yıllardır çözüm bulamadığımız sağlıkta şiddetinde artmasına sebep olmaktadır. Randevu onaylama sistemi çözüm değil sıkıntı getirir. Yapılan araştırmalara göre bir hastaya 20 dakika zaman gerekli iken ülkemizde bir hastanın muayene süresi 5 dakikaya kadar düşürüldü” diye konuştu.

“Sorun sadece Ege Üniversitesi Hastanesi’nde değil”

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde klimaların çalışmadığı iddiaları üzerine değerlendirmelerde bulunan Doğruyol; “Yaz aylarının gelmesiyle birlikte hastanelerimizde, sağlık kuruluşlarımızda maalesef yatan hastalarımız zor anlar yaşamakta. Bunun da asıl sebebi klimaların yetersiz olması ya da arızalı olması. Ama bunun yanında bazı hastanelerimiz var ki bu ısıtma, soğutma sistemleri maalesef bir türlü düzene girmemektedir. Ege Üniversite Hastanesi bu hastanelerimizden bir tanesidir. Tabii sadece burada değil başka hastanelerimizde de yine bu ısıtma, soğutmayla ilgili pek çok sorun yaşanmakta” dedi