Sağlık Çalışanlarını Tükettiniz…
Yıllardır söylüyoruz. Kamuda hizmet veren sağlık çalışanlarımıza yönelik yapılan şikayetlerde, eline telefonu alan pek çok vatandaşımız, haklı olsa da, haklı olmasada, gerekli gereksiz her türlü şikayeti yapmasın diye.
Yıllardır söylüyoruz. Sağlıkta şiddet yasası çıkarılsın. Sağlıkta şiddetin önü kesilsin, Ekonomik olarak zor durumda olan Sağlık çalışanlarımızın maaşları düzeltilsin diye. Her geçen gün itibarsızlaştırılan sağlık çalışanlarımıza, iadei itibar yapılsın diye.
Dinleyen var mı yok.
Yıllardır yaşanan olumsuzlukların sonucu, Özellikle mesleğinde daha başarılı olan doktor Arkadaşlarımız başta olmak üzere, kamudan binlerce doktorun istifa ederek özel sektöre geçmesi, bir bölüm sağlık çalışanının ise yurt dışını tercih etmesi, emekliliği gelen sağlık çalışanlarının emekli olarak sağlık hizmetlerinden geri çekilmesi, sağlık çalışanlarımızın moral ve motivasyonun bozulması vb. pek çok sıkıntı.
Yani söylemek istediğimiz, sağlık çalışanlarımız, yıllardır dertlerini bırakın kendi bakanlarına, Marko Paşaya bile anlatamadılar. Maalesef.
Sağlık hizmeti sunmak, insan sağlığına hizmet etmek, belkide hayatta yapabileceğimiz en faydalı işlerden bir tanesi.
Sağlık hizmeti sunan çalışanlarımızın morali, motivasyonu, huzuru, mutluluğu, vatandaşa sunduğu hizmetin kalitesi açısından da oldukça önemli olduğunu unutmamak gerek.
Elbette sağlık hizmeti sunumu vatandaş memnuniyeti açısından da oldukça önemli. Ancak; vatandaşı memnun edeceğiz diye, gerekli gereksiz her türlü iş ve işlemleri sağlık çalışanlarını yaptırmak, mesela, vatandaşın her istediği ilacı yazarak devlete ilaç maliyeti yüklemek, acil olmayan pek çok vakaya 112 ambulansı göndermek, kamu zararı oluşturmaktan başka bir şey değildir.
Bir doktor kolay yetişmiyor. Bir hemşire kolay yetişmiyor. Halen devam eden pandemi sürecinde hasta yakınlarının bile yakınlarına yaklaşmaktan kaçındığı hastalara, kendi canları pahasına hizmet edenler sağlık çalışanlarıydı ve halen hizmet etmeye devam ediyorlar.
Bir günde yüzlerce vatandaşımıza aşı yapan sağlık çalışanlarımızın zorunlu ihtiyaçları için bile kısa süreli görev yerlerinden ayrılmaları sonucunda yaşanan sıkıntıları basın yayın organlarından izliyoruz.
Takdir ediliyorlar mı? Maalesef hayır.
Pek çok kurum yöneticimiz personelin motivasyonunu artırmak için çalışacağı yerde, halen sağlık çalışanlarına, psikolojik şiddetle, yani diğer ifadeyle personeline mobbinle meşgüller.
Sağlık çalışanlarımızın BİMER’e, CİMER’e, SABİM’e şikayet edilmesinin önünü açan da Sağlık Bakanlığı.Yapılan hemen her şikayet için, dosya açtıran personelin ifadesinin alınmasını sağlayan da, Sağlık Bakanlığı. Sağlık çalışanları yıllarca yapılan şikayetlerin akabinde tükenmişlik sendromuna girdikten sonra, yazı yayınlayıp “yapılan her şikayet için personelden yazılı savunma talep etmeyin” diyen de, yine aynı Sağlık Bakanlığı.
Eğer sağlık politikalarımız bu şekilde devam ederse, yani çalışana sahip çıkılmazsa, ekonomik olarak desteklenmezse, sağlıkta şiddet vb. olumsuzluklar sürerse, belkide üç beş yıl sonra Kamuda, devlet hastanelerinde, yani devlet eliyle verilen sağlık hizmetlerinden verim almak mümkün olmayabilecek gibi.
Tedavi için internet veya telofonla randevu almak isteyen vatandaşların randevu alamaması, veya 2-3 ay gibi uzun sürelere randevu alabilmesi, sanki, yaşanabilecek olumsuzlukların bu günden ayak sesleri. Bizden söylemesi.