Maksadımız Eleştirmek Değil.!

30.01.2022
A+
A-

Deveye sormuşlar, boynun niye eğri diye,

Deve, nerem doğru ki? Demiş.

Ülkemizde uygulanan sağlık sistemimizde maalesef pek çok aksaklık ve eksikliklerle devam ediyor.  Her geçen gün yürürlüğe gire  yeni uygulamalarda düzelmesini, iyiye gitmesini beklediğimiz sağlık sistemimiz maalesef doğru yolda ilerlemiyor. 

2002 den bu yana yaklaşık 20 yıldır devam eden sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde, önceki yıllarda uzun süre Sağlık Bakanlığı yapmış olan Sayın Recep Akdağ döneminde bir takım yanlışlıklar yapılmış olsa da, sağlık hizmetleri  sunumu sağlık çalışanlarımızdan ziyade daha çok vatandaş memnuniyeti üzerine kurulmuş olsa da, eksik aksak yönlerinin yanında iyi yönleri de vardı. 

Mesela, SSK hastanelerinin Devlet hastaneleriyle birleştirilmesi sonucunda, sigorta hastanelerinde sıra bekleyen vatandaşlarımız devlet hastanelerinden hizmet almaya başlamış olması, günlerce ilaç kuyruğunda bekleyen vatandaşlarımızın ilaçlarını daha rahat bir şekilde, istediği eczaneden alabiliyor konuma gelmiş olması, aile hekimliği uygulamasıyla vatandaşlarımızın rahat bir şekilde ilaçlarını yazdırabiliyor olması, hatta istediği ilacını yazmayan aile hekiminin şikayet edilip, aile hekiminin adeta suçlu duruma düşmesi elbette vatandaşlarımızı oldukça memnun etmişti.

Ancak, yaklaşık 20 yıldır yapılan sağlıkta dönüşümdeki köklü değişiklikler pek çok sorunu ve sıkıntıyı da beraberinde getirmiştir.

Tabi günün şartlarına, toplumun yapısına, devletin ekonomisine, gelişen teknolojiye ve benzeri şartların değişmesi sonucuna göre, yeni yöntemler, yeni uygulamalar elbette getirilebilir. Ancak, getirilen uygulamaların devlete, millete ve sağlık çalışanlarına olan etkileri çerçevesinde,  eksikliklerinin, aksaklıklarının revize edilmesi gerekir. Ne hikmetse, Sağlık Bakanlığında yapılan uygulamaların eksiklikleri aksaklıkları bir türlü revize edilmiyor. Çok mu zor? Hayır değil. Öyleyse neden yapılmıyor? İşte orası sıkıntılı. Çünkü sağlık hizmetleri sunumunda öncelik,  yapılan uygulama doğru da olsa, yanlışta olsa vatandaş memnuniyeti üzerine kurulu olmasından kaynaklanıyor. 

Elbette devletten sağlık hizmeti alan vatandaşlarımız memnun olsun. Ancak, vatandaşlarımızı memnun etmek için çabalarken, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, devletimizin, milletimizin menfaatlerinin de korunarak, sağlık çalışanlarımızın da haklarının gasp edilmeden yürütülmesi gerekmektedir.

Mesela, 2005 yılında AK Parti iktidarı döneminde uygulamaya konan, SSK hastanelerimizin Sağlık Bakanlığı hastaneleriyle birleştirilmesi çok önemliydi ve alkışlanacak bir uygulamaydı. Alkışladık. 

Bu günde aynı fikirdeyiz. Ancak, çalışanlar mağdur edilmeyecek sözünüzün arkasında dursaydınız da, uzun süre  maaşlarına zam yapılmayan çalışanları da mağdur etmeseydiniz keşke.  

Gelelim devenin nerem doğru ki? Sözüne,

Defalarca söz verilip, bir türlü önlenemeyen sağlıkta şiddet için alınmayan tedbirler. 

Görevi başındaki, üstelik hamile olan bir hemşire kardeşimizi  dört kişinin darp etmesi nasıl bir insanlıktır? Ve darp edenlerin önce serbest bırakılması nasıl bir adalettir. 

Aile hekimliğine geçişin en önemli gerekçelerinden biri olan, sevk zinciri uygulamasına, 17 yıldan bu yana geçilememesinin gerekçesi nedir?

Devlet hastanelerinin Performans sistemiyle ticarethaneye döndürülmesi, hastanelerde yönetici olan arkadaşlarımızın en önemli kriterinin, sağlık hizmeti vermek yerine para kazanmak olması üzücü.

Pek çok ilimizde, vatandaşın daha rahat ulaştığı, sağlık hizmeti aldığı, pek çok Devlet Hastanesinin kapatılarak, genel olarak ulaşımı zor, hastane içinde bile bir uçtan bir uca kilometrelerce mesafelerin olduğu, devasa şehir hastanelerinin yapılması.

Özellikle son yıllarda halkın fakirleşmesiyle birlikte sağlık çalışanlarının da maaşlarının daha doğrusu alım gücünün düşmesi sonucunda binlerce sağlık çalışanımızın özel hastanelere ve yurt dışına çıkması. Bu süreç böyle devam ederse, belki de birkaç yıl sonra Devlet Hastanelerimizde vatandaşa hizmet  verecek doktor, hemşire bulamayacağız.

Asıl görevleri birinci basamak koruyucu sağlık hizmeti vermek olan aile hekimlerimize her geçen gün yüklenen iş yüküyle, aile hekimliğinin amacından sapmış olması. 

Aile hekimliğinde görev yapan hemşire eksikliğinden dolayı pek çok hemşireye iki kişilik iş yaptırması ve  zorunlu olarak yaptırılan işin karşılığının verilmemesi. 

Acil Sağlık Hizmeti sunan, 112 Ambulanslarımızın hizmet verdiği hastaların en az yarısının acil vaka olmaması.

Bunların yanında pek çok eksiklik ve aksaklıkları sıralamak mümkün.

Derdimiz birilerini eleştirmek değil. Derdimiz, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Milletimizin menfaatlerinin korunmasına bir nebze de olsa katkıda bulunabilmek.