Keşke mezun olmasaydık.
Devlet öğrenciden faiz alır mı? Almaz. Almamalı. Söz konusu olan yaklaşık 5 milyon üniversite öğrencimize verilen yükseköğrenim kredisinin yüksek faizle geri istenmesi.
Üniversitede okuyan öğrencilere verilen kredilerin yaklaşık yüzde 130 faizle geri istenmesi pek çok öğrenciyi ve ailelerini mağdur etti. TÜİK’in açıkladığı yıllık enflasyon yüzde 78.62 öğrencilerden enflasyon farkı adı altında öğrenim kredilerine yansıtılan faiz ise yüzde 130. Tüm dünyada öğrencilere yönelik yapılan uygulamalar öğrencilerin menfaatlerine yönelik yapılır. Yani öğrencilerden kar etme düşüncesi olmaz. Ancak, kredi alan üniversite öğrencilerine geri ödemeleri için çıkartılan yüksek faizli kredi borcunun, bırakın faizini ana parasını ödemekte bile zorlanan gençlerin sırtındaki KYK kredisi kamburu daha da büyüdü.
KYK borcundan dolayı bir öğrencinin evine haciz gelmesini kabul etmek mümkün değil. Tüm bu tartışmalar yaşanırken, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun KYK borçlarına yönelik yaptığı açıklamada; “351 sayılı Yurt Hizmetleri Kanunu var. Eski adı TEFE… Bir faiz uygulaması değil öncelikle bunun altını çizmemiz lazım. Kanunda olan enflasyon bazlı bir süreç.” Şeklinde yaptığı açıklamada, talep edilenin faiz değil, enflasyon farkı demesini de anlamak mümkün değil. Adı ne olursa olsun, sonuçta öğrencilerimizden talep edilen faizdir.
Öğrencilere veriler kredilerin istenen faiz toplamının yaklaşık 26 milyar TL civarında olduğu ifade ediliyor. Bir tarafta holdinglerin silinen milyonlarca TL’lik vergi borçları, diğer tarafta okumak için imkanı olmadığı için Devletten kredi alan üniversite öğrencilerinden yüzde 130 faizle talep edilen kredi borcu.
Öğrencilerden ödemeleri için talep edilen kredi borcu, öğrencilere yıllar içinde ay, ay ödenen kredilerin yaklaşık üç katı. Verilen krediler de öyle çok yüksek rakamlarda değil. Harçlık mahiyetinde. Okulunu yeni bitirmiş bir genç, tam hayata atılacak ki, karşısına ödeyemeyeceği oranda kredi borcu. Üniversite öğrencilerimizin pek çoğunun işsiz olduğu bir ortamda, çalışan pek çok üniversite mezunu gencimize asgari ücret bile verilmezken böyle bir ortamda ancak, göreve başlayan gençlerden belki ödenen anapara talep edilebilir.
Bir öğrenci diyor ki; Kredi aldığıma pişmanım. Ancak başka çarem yoktu. Kendisine ödenen 27 bin liralık kredinin geri ödemesinin 74 bin TL olduğunu ifade ediyor.
Ailesinden destek alamadığı için kredi alan, hem okuyup hem çalışmak zorunda olan, çalışmaktan okuluna zaman bulamayan öğrencilerimizden birde mezun olur olmaz kredi borcunun yüksek faizle geri ödemesini istemek, sosyal devlet yapısına da uygun değil.
Muhtemelen önümüzdeki aylarda kredi borçlarının geri ödemeleri talep edilecek. Ancak, henüz göreve başlamamış olan bir gençten kredi borcunu geri istemek ne kadar doğru olur? Geliri olmayan bir genç kendisinden talep edilen parayı nereden bulup ödeyecek?
2021’de İÜ Hukuk Fakültesinden mezun olan bir öğrenci ilk kredi ödemesinin Temmuz 2023 olduğunu, aylık 944 lira ödeyeceğini, stajyer avukat olarak çalıştığını, İstanbul’da stajyer avukatın aldığı ücretin en fazla 3 bin lira olduğunu, stajyer maaşıyla kredi borcunu ödemesinin mümkün olmadığını ifade ediyor. Bir avukatın 3 bin TL maaş alması ne kadar acı değil mi?
Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti yani devletimiz sosyal devlettir. Sosyal devletin temel ilkelerinden bir tanesi de, eğitim, sağlık, güvenlik, yargı hizmetlerinin tüm vatandaşlara eşit ve ücretsiz verilmesidir. Sosyal Devlet, başta çocuk ve gençler olmak üzere, her vatandaşın beden ve ruh sağlığını koruyup gelişmesine de yardımcı olur.