Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol: ‘Tasarruf A4 kağıdından başlamaz

Son Mühür TV’de yayınlanan Ayşegül Koç ile Sıcak Bakış programının bugünkü konuğu Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol oldu. Doğruyol, onaylı randevu sistemi hakkında konuşurken ‘Sağlıkta dönüşüm programının baştan aşağı masaya yatırılması lazım’ dedi.

Ayşegül Koç/Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Birlik Sağlık SenGenel Başkanı Ahmet Doğruyol, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Ahmet Doğruyol, onaylı randevu sistemi hakkında bilgi verdi.

Onaylı Randevu Sistemi

Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, onaylı randevu sistemi hakkında bilgi verdi. Doğruyol, ‘Şu an görünen yüzüyle sistem, doğru gibi algılanıyor. 23 milyon vatandaşımızın randevu alıp gitmediği yönünde bilgi var. Sayı oldukça yüksek. Bu durumda da doktorun 5 dakikalık muayene süresi boş kalıyor.

‘Sağlık Bakanlığı açısından baktığınızda doğru’
Sağlık bakanlığı açısından baktığınızda doğru. Yanlış nerede? Bizim sağlık hizmetleri sunumumuzun tedavi edici sağlık hizmetleri sunumuna dönüştürülmesi var. Her vatandaşın uzman ile randevu alması doğru değil. Aile hekimliğinin geliş sebebi sevk zinciri oluşturmaktı. Ülkemiz sevk zincirinden geçilmedi ve bundan dolayı da sıkıntılar var’ ifadelerini kullandı.

‘Sağlık Bakanlığı’nın görevi ilgili bakanlıklarla birlikte vatandaşı hasta etmemektir’
‘Sağlık Bakanlığı’nın görevi, hastanelerde vatandaşları tedavi edip ameliyat etmek değil, diğer ilgili bakanlıklarla birlikte vatandaşı hasta etmemektir’ diyen Doğruyol, vatandaşların randevu almalarında sorun yaşadıklarını belirtti. Ahmet Doğruyol, ‘Vatandaş eğer ikinci sefer hastaneye gideceksen tekrar onay ver eğer gitmezsen 15 gün sonra alabilirsin diye cezalandırılıyor. Kurumlara, onaylamayan vatandaşları da mağdur etmeyin diye yazı geliyor. Bu durumda da iki vatandaşın randevuları çakışabiliyor. Bu tür durumlar sağlıkta şiddeti de arttırabiliyor’ şeklinde konuştu.

‘Sağlıkta dönüşüm programının baştan aşağı masaya yatırılması lazım’

‘Sağlıkta dönüşüm programının baştan aşağı masaya yatırılıp, üzerinde iyi bir çalışma yaparak ülkenin sağlık programının planlanması lazım’ ifadelerini kullanan Ahmet Doğruyol, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidara gelmeden önceki sözlerine atıfta bulundu. Doğruyol,

‘Sayın Cumhurbaşkanının, AK Parti iktidara gelmeden önce biz ülkeyi sivil toplum kuruluşları ile yöneteceğiz diye açıklamaları var. Ama şu an biz buna inanmıyoruz. Kendi elinin altındaki birkaç sendikalar ile bir şeyler yapılmaya çalışılıyor ama o sendikaların partilerin kontrolü altında olmasından dolayı kafalarını bile kaldıramıyorlar’ dedi.

‘Tasarruf A4 kağıdından başlamaz’

Kamuda Tasarruf Paketi hakkında konuşan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, ‘Kamuda tasarruf genelgesi yayınlandı. Biz tasarrufa A4 kağıdından başladık. Tasarruf A4 kağıdından başlamaz. Araç kiralama sistemi, yap, işlet-devret sistemi ile yapılan havayolları, köprüler, otoyollar. Bunlara çok büyük paralar harcanıyor.

‘Tasarruf yapılacaksa öncelikle paranın aktığı yere set çekmek lazım’
Tasarruf genelgesini elbette yapalım ama bu tasarruf yapılacaksa öncelikle paranın aktığı yere set çekmek lazım. Elbette kağıttan kalemden tasarruf olabilir ama bunlar devede kulaktır.

‘Samimi olmak lazım’
Öncelikle samimi olmak lazım. Tasarrufta o büyük deliği kapatmaya çalışıyorsanız bu inandırıcı olur. Bir kurumda oluk oluk para akarken diğer yerde en ufak şeylerle ilgileniyorsanız inandırıcılığını yitirmiş olur.

‘Başka ülkenin başkanı bisikletle giderken bizim ülkemizde neden bu kadar israf var?’
Kamuda araç kiralamadan vazgeçildi ki biz defaatle söyledik. Başka ülkenin başkanı bisikletle giderken bizim ülkemizde neden bu kadar israf var?’ ifadelerini kullandı.

Şehir Hastaneleri

Şehir hastaneleri hakkında konuşan Doğruyol şunları söyledi:

‘Sen burada vatandaşı hasta edeceğim diye garanti veremezsin’
‘Şehir hastanelerinin yüzde yetmiş doluluk garantisi var. Eğer olmazsa o yüzde 70 dolu gibi gösteriliyor ve onu ödüyoruz. Orada 85 milyonun parası var. Sen burada vatandaşı hasta edeceğim diye garanti veremezsin. Bunlar ülke için büyük israflar. Bizim görsellikten ziyade üretime yönelik devlet olarak bir şeyler yapmamız lazım.

Deprem bölgesi Hatay boşalmaya başladı. Devlet mantığıyla oraya büyük fabrikalar kurulabilir, Anadolu’daki insanlar oraya yerleştirilebilir. Hatay nüfus olarak Türk nüfusunun boşaltıldığı bir yer haline geldi. İlerleyen yerlerde sıkıntı olabilir. Buralarda çok büyük eksikliğimiz var.

’Biz bu hastanelere neden ihtiyaç duyuyoruz?’
Şehir hastanelerine bütçeden çok fazla para harcanıyor. Bizim eğitim araştırma, üniversite araştırmalarında yapılan işlemler şehir hastanelerinde yapılabiliyor. Biz bu hastanelere neden ihtiyaç duyuyoruz neden yapıyoruz?

‘Bir yerlere para aktarma derdiyle yenilik yapmamamız lazım’
 İzmir şehir hastanesi açıldı. O bölgedeki 6-7 hastane atıl duruma düşüyor. Hastaneler işlevselliğini yitiriyor. Butik hastaneler projesi vardı bakanlığın biz destekledik. Vatandaşın en iyi hizmet alacağı yer evine yakın hastanelerdir. Çağa göre, nüfusa göre yenilik yapılabilir. Bir yerlere para aktarma derdiyle yenilik yapmamamız lazım.

‘Hizmetli personel olan arkadaş hastane müdürlüğü yapabiliyor’

Ahmet Doğruyol, Sağlık Bakanlığı’nda yönetici olma şartlarını eleştirirken, kurumların siyasetten arınması gerektiğini vurguladı. Doğruyol, şu ifadeleri kullandı:

‘Sağlık Bakanlığındaki tüm yöneticiler 2012’deki kanun hükmündeki kararname ile 2’şer yıllık sözleşmeli hale geldi. Ve hiçbir kriter yok. Hatta hizmetli personel olan arkadaş hastane müdürlüğü yapabiliyor. Böyle bir sistem olamaz. Bu sistem sağlıklı yürümez. Bu liyakatı getirilmesi lazım. Bunun siyasi partisi olmaz. Bundan yöneticiler de şikayetçi. Çünkü bir siyasi sizi bir yere oturtuyorsa o siyasi o koltukta size her türlü işi yaptırabiliyor. Bunun partisi olmaz.

‘Siyaset hastanede çalışacak temizlik personelinin yerini belirliyor’
Siyaset hastanede çalışacak temizlik personelinin yerini belirliyor. Kurumların siyasetten arındırılması gerekiyor. Bu durum hem siyasilerin hem çalışanların hem de vatandaşlarımızın lehine olur. Bizim kurumlarımızdaki yönetici arkadaşlar kurumlara işletmeleri gibi bakıyorlar bazen. Her bir çalışanın görevlerinin farklı olduğunu ve o kurumların kamu görevleri olduğunu ayırt edemiyorlar. Bunların hepsi kanunlarla belli.

Sendika olarak bizim görevimiz aslında bu. Bazı sendikalar da bunu bozuyor maalesef. Kurumlarımızda en az olan şey olan adalet de ortadan kalktı.’

İlaçlardan alınan pay

Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, İlaçlardan alınan payın Sağlık Bakanlığı tarafından belirlendiğini ifade ederken, bu payların adil bir şekilde yapılmadığını ifade etti. Doğruyol, ‘Mültecilerden özellikle suriye uyruklulardan sağlık hizmetleri sunumundan katkı payı alınmıyor. Bizim ülkemizin vatandaşından hastaneye gittiğinde de cüzi de olsa ücret alınıyor. Bu vatandaşlar yıllarca prim ödemiş siz bunlardan katkı payı alıyorsunuz, bu doğru değil.

‘Sizin kendi vatandaşınız mültecilerden daha değersiz olamaz’

Silah ilaç gibi şeyler stratejik şeylerdir. Yarın savaş olsa, dış kaynaklı olan ilaçlar bizim ülkemize verilmese ne olacak? Kendimizin de üretmesi lazım. Kendi vatandaşlarımızın bu katkı oranlarının yüksek olmamasını ifade ediyoruz. Sonuçta vatandaş zorda kalıyor. Emeklilerden yüzde 10, çalışanlardan yüzde 20 alınıyor. Alınmaması gerekiyor. Sizin kendi vatandaşınız mültecilerden daha değersiz olamaz.

Sigortasız olan vatandaşlar hastaneye geldiklerinde bazı branşlarda özel hastane fiyatlarına denk geliyor. Bunlar doğru değil. Biz mülteciye para almadan hizmet verirken kendi vatandaşımıza para ödettirmek zorumuza gidiyor.

Yeşil kart uygulamasının da elden geçmesine yarar var. Ekonomik durumu iyi olanlar da olöayanlar da yeşil kart alıyor. Şu an bir standart yok. Mülteciler alacağına kendi vatandaşlarımız alsın. Ekonomik olarak yüksek gelirli birinin yeşil kartı alması asgari ücret alan vatandaşın katkı payı alması adaletsiziği getiriyor. Sosyal devlet mantığıyla hizmetlerin eşit ve ücretsiz verilmesi gerekiyor’ değerlendirmelerinde bulundu. 

’12 Devlet Hastanesi  İzmir’de depreme dayanıksız’
 İzmir’de 12 devlet hastanesinin depreme dayanıksız olduğunu belirten Doğruyol, ‘Bazı kurumlarımızın binaları, çok daha sağlam yapılması lazım. Bir afet durumunda yaralanan vatandaşlarımıza hizmet verecek olan hastanelerdir. Bu kurumların sağlam olması gerekir ki biz bunu Maraş depreminde gördük. Biz hala depreme dayanıksız olan binalarla ilgili adım atamıyoruz. Türkiye geneli sıkıntılarımız var. Hatay depremi ile ilgili bu işin peşine düşen sadece bizim sendikamız olan Birlik-Sağlık-Sen. Oradaki il temsilcimiz, vali, başhekim ve il sağlık müdürlüğüne suç duyurusunda bulundu ve daha hala devam ediyor soruşturmaları.

‘Biz 12 hastane direk yıkılıp yapılsın demiyoruz’

12 devlet hastanemiz depreme dayanıksız izmirde, ki defaatle ama atılmış olan hiçbir adım yok neredeyse. Biz 12 hastane direk yıkılıp yapılsın demiyoruz, 2-3 hastanemizi yenileseydik  izmir depreminden bu yana faydası olurdu. Bucayı yeniledik ama keşke yenilemeseydik dedik. Her yerde tesisat sıkıntısı var. Hastanelerin güçlendirilmesi lazımm ama bu işi bilenlerin yapması lazım. Biz en kötü TOKİ yapsın diyoruz. Şehir hastanesini neden özel bir şirkete yaptırıyoruz ki? Tüm şehir hastanesinin arsasını devlet veriyor, bu arsaların üzerine bir mütahit yapıyor. Biz o binayı 25 yıllığına kiralıyoruz. Biz durduk yere 20 yıl fazladan kira ödüyoruz? Bunu sorgulamak lazım.

Birlik Sağlık-Sen olarak izmirdeki 12 devlet hastanesiyle ilgili gerekli girişimlerde bulunacağız. Yarın orada bir vatandaşımız bile hayatını kaybetse bizim canımız yanar’ ifadelerini kullandı.