TÜİK yalan söylüyor.

10.07.2025
A+
A-

Hepimizin bildiği gibi, işçi memur emekli maaşlarının aratışlarında baz alınan rakam TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranları.
Enflasyon oranlarında yapılan artış zam değil, enflasyonun artmasıyla alım gücü düşen maaşın alım gücünü korumaya çalışmaktır.
Kaldı ki, açıklanan enflasyon artış oranları reel artışlar değil. TÜİK’in gerçekten uzak enflasyon hesaplamalarıyla memur, emekli, işçi fakirleşmeye devam etmektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her ay olduğu gibi, Haziran ayı enflasyon oranlarını aylık bazda yüzde 1.37 yıllık bazda yüzde 35.05 olarak açıklamıştı.
Açıklanan enflasyon oranına göre yapılacak olan maaş artışları zam değil, enflasyon kayıplarının telafisi olduğu için maalesef bu güne dek verilen artışlarla enflasyon kayıpları da telafi edilememiş, alım gücü her geçen gün düşmüştür.
Enflasyon Araştırma Grubunun (ENAG)’ın Haziran ayındaki aylık enflasyon hesaplaması aylık bazda yüzde 3.05, yıllık bazda ise 68.68 dir. ENAG ın enflasyon oranı, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamının tam olarak iki katıdır.
Böyle bir durum akla. Mantığa, reel gerçeklere ve bilimsel verilere aykırıdır.
TÜRK İŞ’ in açıklamalarına göre açlık sınırı 26.115 yoksulluk sınırı 85.066 TL dir. Açıklanan enflasyon rakamlarına göre memurlar yoksul, asgari ücretli ve emekliler ise açtır.
2025 ocak ayında memur maaşlarının belirlenmesinde baz alınan 2024 aralık ayında %1.03 olarak açıklanan enflasyon, ocak ayında %5.30, olarak açıklanarak memurun emeklinin cebinden adeta para çalınmıştı.
Bu kez 2 Temmuzda açıklanan doğal gaz zammının haziran enflasyonuna girmemesi ve haziran ayında düşürülen akaryakıt fiyatlarının temmuz ayının başında tekrar zam yapılmasıyla, enflasyonla üzerinde yapılan hesaplama zamanlarıyla memur, emekli, işçi yine mağdur edilmiştir.
Ve şubat ayında, %2.27, mart ayında %2.46 olarak açıklanmış olan ve ocak ayında yapılan artış şubat ayında yok olmuş, enflasyona göre zam alan işçi, memur, emekli iki ay sonra yani mart ve nisan ayında alacaklı duruma gelmişti.
Öngörülen, enflasyon oranlarına göre imzalanan toplu sözleşmeler ve inandırıcılığını yitirmiş olan TÜİK’in enflasyon rakamlarına göre verilen zamlarla işçinin, memurun, asgari ücretlinin cebinden para çalınmaya devam edilmektedir.
Sabit ücretliler dediğimiz işçi, memur, emekliye acilen ek artışlar yapılmalı, ücret artışları, gerçek enflasyon oranlarında her ay yapılmalıdır.
Memurların vergi dilimleri %10 olarak sabitlenmelidir.
Elbette ki, enflasyonun artışının sebepleri sadece ekonomik sebepler değildir.
Bazı siyasi gelişmelerle birlikte piyasalarda oluşan güvensizlik enflasyonu tetikleyen en önemli sebeplerdendir.
Reel enflasyon, yani düşük gelirli vatandaşların yaşadığı enflasyon rakamları, TÜİK verilerine dayanan hesaplamalara göre kat be kat daha yüksektir.
Yüksek enflasyonun faturası maalesef sabit ücretlilere çıkmaktadır.
Mevcut hükümet ve yetkili sendikalarla yapılan toplu sözleşmeler bu yıl ağustos ayında tekrar yapılacaktır.
Toplu sözleşmelerden bir beklentimiz var mıdır?
Hiçbir beklentimiz yoktur.
Toplu sözleşme kanununun yaptırımı yoktur.
Kanunun yaptırımının olmaması, yetkili sendikaların siyaseten iktidar yanlısı olmasıyla birlikte 7 dönemdir yapılan toplu sözleşmenin daha doğrusu oynanan tiyatronun bu dönem 8. Perdesini hep birlikte izleyeceğiz.