3600 Ek Gösterge Düzenlemesindeki Tarih Ayrımcılığı Anayasa Mahkemesi Tarafından İptal Edildi

Giriş
Anayasa Mahkemesi (AYM), kamu personel rejiminde önemli bir adaletsizliğe yol açan bir düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı buldu. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na 2022 yılında eklenen ve 3600 ek gösterge hakkını yalnızca 15 Ocak 2023 tarihinden önce atanan memurlarla sınırlandıran geçici 47. madde, AYM tarafından Anayasa’nın 10. ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edildi. Bu karar, kamu çalışanları arasında yıllardır süren “tarih şartı” tartışmalarına noktayı koyarken, devletin personel politikalarında eşitlik ilkesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Düzenlemenin Arka Planı ve Yaratığı Sorunlar

7417 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle 657 sayılı Kanun’a eklenen geçici 47. madde, genel idare hizmetleri sınıfında yer alan müfettiş, uzman ve denetçi gibi kadrolardaki memurların 3600 ek gösterge alabilmelerini, yalnızca 15 Ocak 2023 tarihinden önce göreve başlamış olmaları şartına bağlamıştı. Bu düzenleme, aynı unvan ve görev tanımına sahip, aynı eğitim ve sınav süreçlerinden geçmiş memurlar arasında ciddi bir adaletsizliğe yol açıyordu. Örneğin, biri 14 Ocak 2023’te, diğeri 16 Ocak 2023’te atanan iki memurdan yalnızca ilkinin bu haktan yararlanabilmesi, hukuki güvenlik ve eşitlik ilkelerini zedeliyordu.

Ankara 18. İdare Mahkemesi, bir memurun başvurusu üzerine söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine ve 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle konuyu AYM’ye taşıdı.

Anayasa Mahkemesi’nin Kararı ve Gerekçeleri

AYM, 16 Ocak 2025 tarihinde oy birliğiyle aldığı kararda, geçici 47. maddenin birinci fıkrasında yer alan “…bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce…” ibaresinin iptaline hükmetti. Kararda öne çıkan gerekçeler şu şekilde sıralandı:

1. Eşitlik İlkesinin İhlali: AYM, aynı niteliklere ve görev tanımlarına sahip memurlar arasında sadece atama tarihine dayalı olarak farklı muamele yapılmasının Anayasa’nın 10. maddesinde güvence altına alınan eşitlik ilkesini açıkça ihlal ettiğini vurguladı. Mahkeme, bu tür bir ayrımın nesnel ve makul bir gerekçesinin bulunmadığını belirtti.

2. Mülkiyet Hakkına Etkisi: Ek göstergenin memurların mali hakları kapsamında değerlendirildiğini hatırlatan AYM, bu haktan mahrum bırakılmanın Anayasa’nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkını ihlal ettiğini kaydetti. Mahkeme, özellikle emsal durumdaki kişiler arasında mülkiyet hakkına getirilen sınırlamaların adil ve ölçülü olması gerektiğinin altını çizdi.

3. Kanun Koyucunun Takdir Yetkisinin Sınırları: AYM, kanun koyucunun personel rejimine ilişkin düzenleme yaparken takdir yetkisine sahip olduğunu kabul etmekle birlikte, bu yetkinin anayasal sınırlar içinde kullanılması gerektiğini vurguladı. Kararda, “15 Ocak 2023 öncesi ve sonrası atananlar arasında, ek gösterge hakkı bakımından farklı muameleyi haklı kılacak bir ölçüt bulunmamaktadır” ifadelerine yer verildi.

Kararın Uygulanma Süreci ve Kapsamı

AYM’nin iptal kararı, 26 Mayıs 2025 tarihli Resmi Gazete’deyayımlanarak yürürlüğe girdi. Ancak, idarenin gerekli düzenlemeleri yapabilmesi için iptal hükmünün yürürlüğe girmesi kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 6 ay sonraya (Kasım 2025) ertelendi.

Kararın kapsamı, genel idare hizmetleri sınıfının (g) ve (h) bentlerinde sayılan kadrolarla sınırlı. Bu kapsamda, Başbakanlık uzmanları, müfettişler, adalet ve maliye uzmanları gibi pek çok meslek grubundaki memurlar, atama tarihlerine bakılmaksızın 3600 ek gösterge talebinde bulunabilecek.

Sonuç ve Değerlendirme

AYM’nin bu kararı, kamu personel rejiminde sıkça karşılaşılan “tarihsel ayrıcalık” sorununa önemli bir müdahale niteliğinde. Devletin personel politikalarını şekillendirirken hukuki güvenlik ve eşitlik ilkelerini gözetmesi gerektiği bir kez daha teyit edilmiş oldu.

Bu karar, benzeri düzenlemelerin (örneğin emeklilik yaşı veya prim günü hesaplamalarında yapılan tarihsel kısıtlamalar) de anayasal denetime tabi tutulabileceğine dair önemli bir emsal oluşturuyor. Kamuda çalışanların motivasyonu ve adalet duygusu, ancak “eşit işe eşit hak” prensibinin içtenlikle uygulanmasıyla sağlanabilir.

Nihai Söz: Anayasa Mahkemesi, bu kararla sadece bir hukuki düzenlemeyi iptal etmedi; aynı zamanda devletin asli görevinin eşitliği tesis etmek olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlattı.

​​​​​​​​​Ankara Hukuk Evi