Sosyal Denge Tazminatı Hakkında Hukuk Müşavirliğimizin Görüşü!
Ankara – Belediyeler ve il özel idarelerinde çalışan kamu görevlilerine ödenen sosyal denge tazminatıyla ilgili tartışmalar sürüyor. Yetkili sendikaların, tazminattan yararlanmak isteyen üye olmayan personelden “dayanışma aidatı” adı altında kesinti yapma uygulaması, Danıştay kararlarıyla hukuka aykırı bulundu. Ancak uygulamanın tamamen sona erdiği söylenemez.
Mevzuatta Sosyal Denge Tazminatı Nasıl Düzenleniyor?
Sosyal denge tazminatı, 11 Nisan 2012 tarihli 6289 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen Ek 15. madde kapsamında düzenlendi. Buna göre:
- Belediyeler ve il özel idareleri, personeline sosyal denge tazminatı ödeyebilir.
- Tazminatın miktarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’ndaki tavanı aşmamak kaydıyla yetkili sendika ile yapılan sözleşmeyle belirlenir.
- 4688 sayılı Kanun’un 28. maddesi, sendika üyesi olsun veya olmasın tüm kamu görevlilerine eşit davranılmasını emreder.
Uygulamada Yaşanan Sorun: Aidat Zorunluluğu
Yetkili sendikalar, sosyal denge tazminatı sözleşmelerine şu tip hükümler ekliyor:
- “Bu tazminattan yararlanmak için yetkili sendikaya üyelik aidatı veya dayanışma aidatı ödenmelidir.”
- “Dayanışma aidatı, taban aylığın %1,5’i oranında kesilir.”
- “Başka sendika üyesi olanlar veya hiçbir sendikaya üye olmayanlar da bu aidatı ödemek zorundadır.”
Bu durum, özellikle farklı sendika üyesi olan veya sendikasız çalışanların mağduriyetine yol açıyor.
Danıştay Kararları Ne Diyor?
Danıştay 12. Dairesi, bu uygulamayı hukuka aykırı buldu:
12 Ekim 2023 tarihli karar (E:2023/3948, K:2023/4842), 14 Mayıs 2024 tarihli karar (E:2024/1894, K:2024/2403):
- Sosyal denge tazminatından yararlanmak için sendikaya aidat ödeme şartı getirilemeyeceğine hükmetti.
- “Sendika üyeliğine göre ayrım yapılamaz” ilkesini vurguladı.
- Dayanışma aidatı adı altında yapılan kesintilerin kanunsuz olduğunu teyit etti.
- “Bu tür kesintiler Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır” dedi.
Hukukçular Ne Diyor?
İdare hukuku uzmanları, bu konuda şu değerlendirmeleri yapıyor:
- “Sendikalar, kanunun verdiği yetkiyi aşıyor.”
- Mevzuat, sadece tazminat miktarının belirlenmesini düzenliyor. Aidat şartı koyma yetkisi yok.
- “Yargı kararları açık: Kesinti yapılamaz.”
- Danıştay’ın bu kararlarına rağmen uygulamanın devam etmesi, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmıyor.
- “Mağdur olanlar dava açabilir.”
- Haksız kesintiye uğrayan memurlar, idari yargıda iptal davası açarak geri ödeme talep edebilir.
Sendikaların Savunması ve Eleştiriler
Yetkili sendikalar, bu uygulamayı şu gerekçelerle savunuyor:
İdare ile yapılan Sosyal Denge Sözleşmesinde, “Sözleşmenin kapsamı ve yararlanma koşulları” başlıklı hükmünce sözleşme/dayanışma aidatı üyesinden aldığı aidat tutarı kadar başka sendika üyesi olan ve sendika üyeliği olmayan personellerden kesinti yapılmasının kararlaştırıldığı, yapılan bu kesintilerin hukuka ve anayasaya uygundur. Sosyal denge tazminatını biz müzakere ediyoruz. Üye olmayanlar da yararlanıyorsa, aidat ödemeliler.
- Ancak hukukçular, bu savunmaya karşı çıkıyor:
Birlik Sağlık Sen avukatı Av. Ali Furkan ÇEKEN; “Yetkili sendikaların, sosyal denge tazminatından yararlanmak isteyen diğer sendika üyeleri veya sendikasız personelden “dayanışma aidatı” kesilmesini savunurken öne sürdüğü argümanlar, hukuken tutarlı bir temele dayanmamaktadır. Öncelikle, 4688 sayılı Kanun’un 28. maddesi açıkça “sendika üyeliğine dayalı ayrım yapılamayacağını” hükme bağlamıştır. Dolayısıyla, sosyal denge tazminatı gibi tüm personeli kapsayan bir haktan yararlanmayı aidat ödeme şartına bağlamak, bu maddenin ruhuna ve lafzına aykırıdır.
- Sendikaların “biz müzakere ediyoruz, dolayısıyla üye olmayanlar da aidat ödemeli” şeklindeki savunması, toplu sözleşme hakkının kapsamını aşan bir iddiadır. Toplu sözleşme yapma yetkisi, sendikalara “üye olmayanlara ek mali yükümlülük dayatma” hakkı vermez. Ayrıca, sosyal denge tazminatı bir “lütuf” değil, personelin çalışma koşulları kapsamında değerlendirilmesi gereken meşru bir haktır. Bu hakkın kullanımını aidat ödemeye bağlamak, Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesini ihlal etmektedir.
- Danıştay’ın konuya ilişkin verdiği kararlar da bu yöndedir. Sendikaların sözleşmelere koyduğu aidat şartı, hukukun üstünlüğü ilkesi karşısında dayanaksızdır. Kamu görevlilerinin sosyal hakları, aidat kesintisi gibi keyfi şartlara tabi tutulamaz. Dolayısıyla, sendikaların bu savunması, hukuki değil, tamamen mali kaygılara dayalı bir yaklaşımdır ve derhal terk edilmelidir.” demektedir.
Ne Yapılmalı?
Kamu İdareleri:
- Danıştay kararlarına uyarak, aidat kesintisi yapılmaması için gerekli düzenlemeleri yapmalı.
Sendikalar:
- Hukuka aykırı maddeleri sözleşmelerden çıkarmalı.
Memurlar:
- Haksız kesintiye uğrayanlar, idareye itiraz edebilir veya dava açabilir.
Sonuç
Sosyal denge tazminatı, kamu çalışanlarının meşru hakkıdır. Sendikaların bu hakkı aidat şartına bağlaması, hem mevzuata hem de yargı kararlarına aykırıdır. Uygulamanın derhal sonlandırılması ve mağduriyetlerin giderilmesi bekleniyor.
Bu konuda mağdur durumda olanlar, bulundukları ilin idare mahkemesinde dava açabilir veya sendikalarına başvurarak itiraz edebilir.